Dedektifliğin Tarihçesi
Son dönemlerin en gözde mesleklerinden biri halene gelmiş olan dedektiflik hizmetleri ilk olarak 19. Yüzyılda yapılmaya başlanmıştır. Dedektiflik yöntem olarak Victor hugo ve henore de balzac gibi yazarların kitaplarına konu olmuş olsa da modern adı 19. Yüzyılın ortalarında verilmiştir. İlk özel dedektiflik bürosu 1830’lu yıllarda Avrupa ülkesi olan Fransa’da kurulmuştur. Günümüzdeki amacından çok farklı olarak o dönemde sanayi ve ticaret için bilgi edinme amacı ile kurulmuştur. Dedektifliğin kuruluş amacı çok farklı olmasına rağmen günümüzde yapılan her türlü gizli araştırma ve bilgi toplama dedektiflik hizmeti olarak algılanmaktadır. O dönemde Avrupa’daki gelişmeler dünyanın diğer ülkelerine yayılmakta idi.
Özellikle Amerika Avrupa’dan geri olduğu tarafları çok yakından takibe alarak sistemine entegre ediyordu. Nitekim 1850 yılında İskoçyalı Allan Pinkerton tarafından Amerika’da kurulan Dedektiflik bürosu günümüzdeki dedektifliğe en yakın hizmet olarak görülebilir. Yani genel itibarı ile dedektiflik hizmetlerinin 160 yıldan bu yana Avrupa ve Amerika da yapıldığını söyleyebiliriz. Bu süreç içerisinde özellikle bu ülkelerin emniyet sınıfında da dedektifler çalıştırılarak çeşitli alanlarda bu dedektiflerden yararlanmaktadırlar. Hatta sharlok holmes filmi gibi dünyayı kasıp kavuran dedektiflik filmleri de dedektifliğe verilen önemi ortaya koymaktadır. 160 yıldan bu yana Avrupa da ve Amerika da kullanılan dedektiflik hizmetleri her dönemde daha nitelikli bir şekilde gelişerek çok olumlu sonuçlar verir duruma gelmiştir. Unutulmaması gereken nokta dedektifliğin uzmanlık gerektiren bir alan olduğudur. Bu sebeple dedektifler beli aşamalardan geçerek profesyonel birer dedektif olmaktadırlar. 1900’lü yıllara gelindiğinde dedektiflik hizmetleri adeta iş yaşantısı ve sosyal yaşamın en önemli fonksiyonlarından biri olmuştur. Öyle ki her vatandaş bu hizmetten faydalanabilir bir mekanizme oluşturulmuştur. Bunda artan nüfusun ve büyüyen ekonomilerin etkilerinin olduğunu söyleyebiliriz.
Amerika ve Avrupa da 20. Yüzyılda çok sistemli ve başarılı bir biçimde yerine getirilen dedektiflik hizmetleri ülkemizde ancak 21. Yüzyılda verimli bir biçimde verilmeye başlanmıştır. Bu anlamda dünya üzerinde yapılan geniş çaplı bir araştırmaya göre ekonominin gelişimi ile dedektiflik hizmetlerinin gelişimi doğru orantılı bir biçimde arttığı görülmektedir. Ülkemizde 21. Yüzyılın başlarında yaygınlaşmaya başlayan dedektiflik hizmetleri artan dedektiflik büroları ile devam etmektedir. Özellikle çeşitli yerli veya yabancı kuruluşlardan alınan sertifikalar dedektiflerin işlemlerinde daha bilinçli ve başarılı işler çıkarmasını sağlamıştır. Bu eğitim sertifikalarının çoğu Avrupa patentli olduğu için bu işi bilenlerin vermiş olduğu eğitim doğru sonuçlar doğurmaktadır.
Türkiye’de dedektiflik hizmetleri henüz çok net bir kanuna yani yasal zemine oturtulmamış olsa da ticaret yasasına göre bu konuda dedektiflik bürolarının varlık gösterebileceği şartlar bulunmaktadır. Bunun için sabit bir adres göstererek ticaret yasasındaki düzenlenmiş kanun ve yönetmeliklere göre dedektiflik faaliyetleri yerine getirilebilir. Türkiye’de bu anlamda özel dedektiflik kanununun bulunmamasına rağmen yani yapılması kanunen belli olmamasına rağmen yapılması da engellenmiş değildir. Bu sebeple Türkiye’deki dedektiflik hizmetlerinin tamamen havada kalan bir kavram olduğunu görebiliyoruz. Ancak 21. Yüzyılın başından beri ülkemizde nitelikli bir biçimde dedektiflik hizmetleri verilmektedir. Eğer dedektifliğin yasak olması istenseydi, şimdi onlarca mahkeme kararı bulunurdu. Kanunlarında bu ablamda dedektiflik hizmetlerini görmezden gelmesi zorunlu bir alan olduğunu ortaya çıkarmaktadır. Türkiye de 1994 yılı dedektiflik için dönüm noktası olabilirdi.
Ancak meclise gönderilen yasa dönemin cumhurbaşkanı tarafında geri çekilmiş ve bir daha gündeme gelmemiştir. Aslında reisi cumhur yasanın revize edilmesi için tekrar meclise göndermiştir. Ancak meclis çeşitli sebeplerle tekrar çalışma yapmadığı için dedektiflik kanunu yasalaşmamış ve askıda kalmıştır.